TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYIN!
Sokrat Tartışması (Yeni)
Sokrat, adaletin ne olduğunu aramak için Ötidem’ le giriştiği bir tartışmada önce, herkesçe bilinen şu yalın tanımı ileri sürer: “Adalet, yalan söylememek, aldatmamak, başkalarını zarara sokmamak için kendi cinsinden olanları köle haline getirmemektir”.
Sonra, bu tanımla büsbütün karşı birtakım sonuçlar çıkarır. Bu sonuçlar, yalan söylemenin, aldatmanın, zarar verme ve kölelige düşürmenin de bir adalet ödevi olduğunu gösterir.
Örneğin, herhangi bir generalin, düşman bir ulusu aldatarak zaferi kazanması, ahlâksızlık değildir. Özellikle yenilgiye uğrayanın topraklarını zaptetmek ve halkını tutsak etmek de böyledir. Şu halde başlangıç olarak kabul edilen tanımı değiştirmek gerektir.
Yani, bu tanımı yalnız dostlarla olan ilişkiye uygulamalıdır. Oysaki bu suretle yanlış bir sonuca varılabilir: “— Zira, cesareti kırılmış bir orduya cesaret vermek için komutanın söylediği yalanı hangi tarafa koyabiliriz — Adalet tarafına sanırım. —
Pekâlâ, şimdi umutsuzluk içinde bulunan bir dostun kendini öldürmemesi için silahlarını çalacak olursam? — Jüpiter’ e yemin ederim ki, bu da adalet cihetine! —
Demek ki, bazı hallerde arkadaşlarımıza hile yapmak, onlardan bir şey çalmak veya onlara şiddet göstermek gerektir. Şu halde adaletin gerçek tanımı nedir?”.
Sokrat, tanımını, biçimsel olarak verir; fakat sarsılmaz kanıtlarla:
“Yasal bir neden olmaksızın dostlarının haklarına saldırmayan, adaletlidir”.